Türkiye'nin Tokyo Büyükelçiliğini yapmıştı, Büyükelçi Solmaz Ünaydın, Emekli Büyükelçi Tevfik Ünaydın'ın eşi idi. Atatürk'ün dostlarından Yazar, Devlet Adamı Ruşen Eşref Ünaydın'ın ailesi.
Solmaz Ünaydın'ı Tokyo Büyükelçiliği sırasında çok işitmiştim, Kardeşim Japon Edebiyatı Uzmanı, Çevirmen İnan Öner, Türkiye'ye geldiğinde, Büyükelçi Solmaz Ünaydın'dan mutlaka bahsederdi bana, Tevfik Ünaydın'dan da bahsederdik.
Ruşen Eşref Ünaydın'ın yazdıklarını çocukken okurdum, Atatürk'ün yardımcılarından biri olduğu gibi, Ruşen Eşref Ünaydın, Atatürk Devrimleri'nin de liderlerinden biriydi.
Solmaz Ünaydın'ı ilk kez, Haziran 2010'da, bu yıl, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Salonu'nda toplanan 1. Japonya Çalışmaları Konferansı'nda izledim, bir konuşma yaptı, Tokyo Büyükelçiliği sırasında yaşadığı izlenimleri anlattı. Konferans'a, Japonya Ankara Büyükelçisi Tanaka da katılmıştı, 27 öğretim üyesi, Konferans'ta tebliğlerini okudular. Profesör Selçuk Esenbel, Profesör Kadri Özçaldıran, Profesör Tadeshi Suzuki, Profesör Zafer Toprak, Konferans'ta yer aldılar, konuşmalar yaptılar.
Solmaz Ünaydın, Haziran'daki Konferans'da iyi gelmişti bana, öyle sanmışım!
2010 Japonya Yılı etkinlikleri nedeniyle yapılmıştı Konferans, Solmaz Ünaydın'ın da Konferans'a katılması büyük bir nezâket idi!
şimdi, birdenbire bir vefât haberi ile sarsıldım, vefât eden Solmaz Ünaydın'dı, yazık ki, Tevfik Ünaydın'a şimdi ulaşmam mümkün değil, haberi, Japonya'daki Kardeşim Çevirmen İnan Öner'den aldım.
Solmaz Ünaydın'ın cenâze törenleri, 29 Ağustos 2010'da, Ankara'da yapılacakmış.
Solmaz Ünaydın'ın eşi Büyükelçi Tevfik Ünaydın'a, değerli ailesine, dostlarına, meslektaşı diplomatlarımıza başsağlığı dilerim, 1. Japonya Çalışmaları Konferansı'nın katılımcılarına başsağlığı dilerim.
Tokyo Büyükelçisi Değerli Diplomat Sermet Atacanlı'ya, Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'e, Onuncu Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'e, Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Tanaka'ya, Japonya Dışişleri Bakanlığı'na, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Selçuk Esenbel'e, Profesör Zafer Toprak'a, Profesör Tadeshi Suzuki'ye, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Profesör Kadri Özçaldıran'a başsağlığı dilerim.
Atatürk'den Ruşen Eşref Ünaydın'a, Tevfik Ünaydın'dan Solmaz Ünaydın'a, Ünaydın'ların Türkiye'ye, dünya'ya katkılarını hep hatırlayacağız!
SİNAN ÖNER
Saturday, August 28, 2010
Wednesday, August 11, 2010
11 Yıl Sonra Yalova'da
Yalova'ya, 17 Ağustos 1999 Depremi'nin yıldönümlerinde mutlaka uğruyorum, geliyorum!
Yalova'da, deprem sırasında binlerce yurttaşımız vefât etmişti, depremde vefât etmiş yurttaşlarımızı saygı ile anıyorum, hemen her yıl, mutlaka Yalova'yı ziyâret ediyorum.
geçen yıl da, Kocaeli'nde, Kocaeli Üniversitesi'nde 10. Yılı'nda 1999 Depremi Sempozyumu'nda idim, bir çok ülkeden bilim adamları katılmışlardı sempozyum'a. Yalova'ya da uğramıştım, 17 Ağustos 2009 Gecesi de, Gölcük'teki törenlerde yer almıştık.
daha önceki yıllarda, Japon bilim adamları ile Yalova'yı ziyâret etmiştik.
şimdi, yine Yalova'dayım.
Yalova, depremin getirdiği tüm kayıplara rağmen, yaşamaya devâm ediyor, Yalova Halkı, Yalova Kenti'nin sürüp gitmesi için çalışıyor, çaba harcıyor, geçmişte olduğu gelecekte de, Yalova'nın Türkiye'ye, dünya'ya katkılarının sürmesi yönünde faâliyetlerini sürdürüyor.
Atatürk'ün çok sevdiği Yalova'da yıllarca yaşadım, bir Tarihçi olarak da, bir Şâir olarak da, Yalova'yı, Yalova'nın köylerini, kasabalarını sevdim, anladım.
Yalova Belediyesi'nin yeni faâliyetlerini görüyorum, geçenlerde Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsâmettin Cindoruk, Yalova'yı ziyâret etmiş, Türkiye'nin Demokrat Partili tek Belediyesi, Yalova! Yalova'ya ilk geldiğimde, Yalova Belediyesi, Profesör Erdal İnönü'yü desteklemekteydi, Başkan, Sosyal Demokrat Halkçı Partili idi.
Yalova'nın demokrat kişiliği hiç değişmiyor, depremlerde bir çok değerli Yalovalı yurttaşımız vefât etti, ama, kalanların 11 Yıl sonra, hâlâ, demokrat, Atatürkçü değerleri izlemeleri, Yalova Halkı'nın tarihsel kişiliğini bize kanıtlıyor. Yalovalılar'ın Atatürk'e yönelmiş sempâtileri sürüyor, Yalovalı çocuklar, gençler, okumaya devâm ediyorlar Yalova'nın okullarında.
17 Ağustos 1999 Depremi'nin 11. Yılı'nda, Yalova'ya selâm, Yalova'ya saygı!
SİNAN ÖNER
Yalova'da, deprem sırasında binlerce yurttaşımız vefât etmişti, depremde vefât etmiş yurttaşlarımızı saygı ile anıyorum, hemen her yıl, mutlaka Yalova'yı ziyâret ediyorum.
geçen yıl da, Kocaeli'nde, Kocaeli Üniversitesi'nde 10. Yılı'nda 1999 Depremi Sempozyumu'nda idim, bir çok ülkeden bilim adamları katılmışlardı sempozyum'a. Yalova'ya da uğramıştım, 17 Ağustos 2009 Gecesi de, Gölcük'teki törenlerde yer almıştık.
daha önceki yıllarda, Japon bilim adamları ile Yalova'yı ziyâret etmiştik.
şimdi, yine Yalova'dayım.
Yalova, depremin getirdiği tüm kayıplara rağmen, yaşamaya devâm ediyor, Yalova Halkı, Yalova Kenti'nin sürüp gitmesi için çalışıyor, çaba harcıyor, geçmişte olduğu gelecekte de, Yalova'nın Türkiye'ye, dünya'ya katkılarının sürmesi yönünde faâliyetlerini sürdürüyor.
Atatürk'ün çok sevdiği Yalova'da yıllarca yaşadım, bir Tarihçi olarak da, bir Şâir olarak da, Yalova'yı, Yalova'nın köylerini, kasabalarını sevdim, anladım.
Yalova Belediyesi'nin yeni faâliyetlerini görüyorum, geçenlerde Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsâmettin Cindoruk, Yalova'yı ziyâret etmiş, Türkiye'nin Demokrat Partili tek Belediyesi, Yalova! Yalova'ya ilk geldiğimde, Yalova Belediyesi, Profesör Erdal İnönü'yü desteklemekteydi, Başkan, Sosyal Demokrat Halkçı Partili idi.
Yalova'nın demokrat kişiliği hiç değişmiyor, depremlerde bir çok değerli Yalovalı yurttaşımız vefât etti, ama, kalanların 11 Yıl sonra, hâlâ, demokrat, Atatürkçü değerleri izlemeleri, Yalova Halkı'nın tarihsel kişiliğini bize kanıtlıyor. Yalovalılar'ın Atatürk'e yönelmiş sempâtileri sürüyor, Yalovalı çocuklar, gençler, okumaya devâm ediyorlar Yalova'nın okullarında.
17 Ağustos 1999 Depremi'nin 11. Yılı'nda, Yalova'ya selâm, Yalova'ya saygı!
SİNAN ÖNER
Thursday, August 5, 2010
65 Yıl Sonra, Hiroşima!
65 yıl önce, Japonya'nın Hiroşima ve Nagasaki kentlerine, İkinci Dünya Savaşı'nın sona erdiği sırada, Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri'nce atom bombası atılmış, yüzbinlerce Japon yurttaşı ölmüş, yaralanmıştı. Tokyo'da Japonya'nın teslimiyet ilânı yapması, atom bombalarının atılmasına engel olamamıştı.
Hiroşima, Japonya'nın güneyinde bir kent. bugün, hâlâ, Hiroşimalı Japonlar, anma törenleri yapıyorlar, atom bombası kurbanlarının anısına inşâ edilmiş anıtları ziyâret ediyorlar, her yıl Ağustos ayında, İkinci Dünya Savaşı'nda ölmüş Japon yurttaşlarını anıyorlar.
ben Japonya'ya hiç gitmedim!
ama, Kardeşim İnan Öner, 15 yıldır Japonya'da yaşıyor, Tokyo Üniversitesi'nde Japon Edebiyatı alanında akademik faâliyetler yaptığı gibi, Japonya'daki deprem uzmanları ile, afet örgütlenmeleri ile, Japon Sanatı'nı temsil eden ressâmlar ya da heykelciler ile, Şâirler ile, yayıncılar ile kültürel ya da bilimsel faâliyetlere katılıyor. 1999 Depremi'nin ardından, Türkiye'ye gelen Japon bilim adamları ile, Japon sanatçılar ile, Kardeşim İnan Öner de geldi, çevirmenlikler yaptı, bir anlamda, 15 yıldır, Türkiye ile Japonya arasındaki iyi ilişkilere katkılar yaptı, genç bir akademisyen, genç bir Japonca uzmanı olarak.
Japonya'dan bir çok konuğum gelmişti, geçmiş yıllarda!
Japon öğretmenler, müzisyenler, ressâmlar, bilim adamları, iş adamları, geldiler, bir çok faâliyetlerde biraraya geldik. 2010 Japonya Yılı nedeniyle de, Japon konuklarımız Türkiye'ye geliyorlar. 2010 Japonya Yılı Açılış Törenleri sırasında Ankara'da idim, Anıtkabir'de, Japonya Dışişleri Bakanı Okada'nın katıldığı törenleri de izlemiştim. sonra, Ankara Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi'ndeki Japonya Sergisi'ni izledim; Haziran 2010'da, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Salonu'nda, üç gün sürmüş 1. Japonya Çalışmaları Konferansı'nı izledim, 2010'da daha başka bir çok Japonya Yılı faâliyeti var.
Kardeşim İnan Öner, Japonya'daki 15 yılında, Hiroşima'ya da ziyâretler yaptı. bana, Hiroşima ziyâretleri sırasındaki izlenimlerini anlattı. Hiroşima Halkı'nın büyüklüğünden, saygın kişiliğinden bahsetti.
Japonya'ya gidemedim ama, bana hem Japonya'dan konuklarım geldiler, hem de Kardeşim İnan Öner'in Japonya'da iyi yaşaması için çabaladım. Türkiye'den çok uzak bir ülke'de, üstelik, büyük bir atom felâketinin tarihsel ızdırapları içinde yaşamak kolay değildir elbette!
Japonya Tarihi de okumuştum, daha önce yazdım, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde, Profesör Selçuk Esenbel'in Japonya Tarihi Dersleri'ni bir yıl süre ile aldım, bu sürede, Japonya ile ilgili seminerler, konferanslar da izledim. Japonya'nın bir çok açıdan şanssız bir ülke olduğunu sanıyorum, Asya'nın ötelerinde, Japonya Halkı, yüzyıllarca ne dramlar yaşadılar!
Japonya, 65 Yıl sonra, yine anma törenleri yapıyor, Hiroşima'yı, Nagasaki'yi hatırlıyor.
İkinci Dünya Savaşı'nın nedenlerini üretenler arasında Japonya Devleti de vardır kuşkusuz, ama, sonunda, büyük bir tarihsel yıkılış, büyük bir tarihsel felâket yaşayan, yine Japonya idi.
Fransız Yönetmen Alain Resnais'in "Hiroşima, Sevgilim" filmi, Marguerite Duras'ın romanı'ndan uyarlama idi, bir Fransız'ın Hiroşima'da yaşanan felâketlerden bir roman üretmesi, sonra da bu roman'ın filmleştirilmesi, Avrupa'da, Japonya'ya yönelik hassasiyetleri uyandırmıştı.
bizde, Türkiye'de, Yazar Oktay Akbal, "Hiroşima'lar Olmasın!" diye bir kitap yazmıştı. Şâir Nâzım Hikmet Ran da, "Kız Çocuğu" şiirinde, Hiroşima'da ölmüş bir Japon kız çocuğuna ağıt yazmıştı. Nâzım Hikmet Ran, Sovyetler Birliği'nde yaşadığı sürede, nükleer silâhlanma'ya yönelik eleştirilerini ya da kaygılarını sürdürmüş bir Şâir'di. Ruhi Su da, "Kız Çocuğu" şiirini besteledi, şarkılaştırdı, daha sonra Zülfü Livaneli de, "Kız Çocuğu" şiirini besteleyip şarkılaştırdı, Hiroşima'ya yönelik hassasiyet, bir çok Türkiyeli yazar, Şâir açısından doğaldı.
Amerika Birleşik Devletleri'nin, İkinci Dünya Savaşı sona ererken, Japonya'ya neden atom bombası attığını sormak da doğaldır! tarihçiler, siyasî bilimciler, askerlik bilimi'nda uzmanlaşanlar, hâlâ bu soruyu soruyorlar, sorarlar. bu alanda kitaplar yazmak, konferanslar hazırlamak da bir insanî bir ödevdir kuşkusuz.
ben, bir insan olarak, Japonya'ya ödevlerimi yaptığımı sanıyorum! tarihsel ızdırapların kuşattığı Japon yurttaşlarını çoğu kez yalnız bırakmadım, çocukluğumdan beri Japonya'yı, Japon Halkı'nı merak ederim, Japonya'nın Türkiye ile tarihsel alışverişlerini de biliyorum.
demek ki, bana göre, Hiroşima'da patlayan atom bombası ile, dünya'daki bir çok insan, Japonya'ya yönelik bir özel bir ödev sorumluluğu almak zorunda kalmışlardır. ben, Japonya Devleti'nin İkinci Dünya Savaşı öncesinde yürüttüğü politikaları kabûllenmeyen bir Tarihçi olarak, Japon Halkı'na bağlanmış bir insanım. tarih'te, özeleştiri, bir vak'adır. halklar da, milletler de özeleştiri yaparlar! Friedrich Engels'in yazdığı gibi, işçi sınıfı da, burjuva sınıfı da özeleştiri yapar, tarih'in ilerleyişi ya da tarihsel kusurların aşılması, ancak özeleştiri ile mümkündür.
Hiroşima'nın, Nagasaki'nin yaşadığı atom bombası felâketinin 65. Yılı'nda, Japon Halkı'nı saygı ile selâmlarım.
SİNAN ÖNER
Hiroşima, Japonya'nın güneyinde bir kent. bugün, hâlâ, Hiroşimalı Japonlar, anma törenleri yapıyorlar, atom bombası kurbanlarının anısına inşâ edilmiş anıtları ziyâret ediyorlar, her yıl Ağustos ayında, İkinci Dünya Savaşı'nda ölmüş Japon yurttaşlarını anıyorlar.
ben Japonya'ya hiç gitmedim!
ama, Kardeşim İnan Öner, 15 yıldır Japonya'da yaşıyor, Tokyo Üniversitesi'nde Japon Edebiyatı alanında akademik faâliyetler yaptığı gibi, Japonya'daki deprem uzmanları ile, afet örgütlenmeleri ile, Japon Sanatı'nı temsil eden ressâmlar ya da heykelciler ile, Şâirler ile, yayıncılar ile kültürel ya da bilimsel faâliyetlere katılıyor. 1999 Depremi'nin ardından, Türkiye'ye gelen Japon bilim adamları ile, Japon sanatçılar ile, Kardeşim İnan Öner de geldi, çevirmenlikler yaptı, bir anlamda, 15 yıldır, Türkiye ile Japonya arasındaki iyi ilişkilere katkılar yaptı, genç bir akademisyen, genç bir Japonca uzmanı olarak.
Japonya'dan bir çok konuğum gelmişti, geçmiş yıllarda!
Japon öğretmenler, müzisyenler, ressâmlar, bilim adamları, iş adamları, geldiler, bir çok faâliyetlerde biraraya geldik. 2010 Japonya Yılı nedeniyle de, Japon konuklarımız Türkiye'ye geliyorlar. 2010 Japonya Yılı Açılış Törenleri sırasında Ankara'da idim, Anıtkabir'de, Japonya Dışişleri Bakanı Okada'nın katıldığı törenleri de izlemiştim. sonra, Ankara Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi'ndeki Japonya Sergisi'ni izledim; Haziran 2010'da, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Salonu'nda, üç gün sürmüş 1. Japonya Çalışmaları Konferansı'nı izledim, 2010'da daha başka bir çok Japonya Yılı faâliyeti var.
Kardeşim İnan Öner, Japonya'daki 15 yılında, Hiroşima'ya da ziyâretler yaptı. bana, Hiroşima ziyâretleri sırasındaki izlenimlerini anlattı. Hiroşima Halkı'nın büyüklüğünden, saygın kişiliğinden bahsetti.
Japonya'ya gidemedim ama, bana hem Japonya'dan konuklarım geldiler, hem de Kardeşim İnan Öner'in Japonya'da iyi yaşaması için çabaladım. Türkiye'den çok uzak bir ülke'de, üstelik, büyük bir atom felâketinin tarihsel ızdırapları içinde yaşamak kolay değildir elbette!
Japonya Tarihi de okumuştum, daha önce yazdım, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde, Profesör Selçuk Esenbel'in Japonya Tarihi Dersleri'ni bir yıl süre ile aldım, bu sürede, Japonya ile ilgili seminerler, konferanslar da izledim. Japonya'nın bir çok açıdan şanssız bir ülke olduğunu sanıyorum, Asya'nın ötelerinde, Japonya Halkı, yüzyıllarca ne dramlar yaşadılar!
Japonya, 65 Yıl sonra, yine anma törenleri yapıyor, Hiroşima'yı, Nagasaki'yi hatırlıyor.
İkinci Dünya Savaşı'nın nedenlerini üretenler arasında Japonya Devleti de vardır kuşkusuz, ama, sonunda, büyük bir tarihsel yıkılış, büyük bir tarihsel felâket yaşayan, yine Japonya idi.
Fransız Yönetmen Alain Resnais'in "Hiroşima, Sevgilim" filmi, Marguerite Duras'ın romanı'ndan uyarlama idi, bir Fransız'ın Hiroşima'da yaşanan felâketlerden bir roman üretmesi, sonra da bu roman'ın filmleştirilmesi, Avrupa'da, Japonya'ya yönelik hassasiyetleri uyandırmıştı.
bizde, Türkiye'de, Yazar Oktay Akbal, "Hiroşima'lar Olmasın!" diye bir kitap yazmıştı. Şâir Nâzım Hikmet Ran da, "Kız Çocuğu" şiirinde, Hiroşima'da ölmüş bir Japon kız çocuğuna ağıt yazmıştı. Nâzım Hikmet Ran, Sovyetler Birliği'nde yaşadığı sürede, nükleer silâhlanma'ya yönelik eleştirilerini ya da kaygılarını sürdürmüş bir Şâir'di. Ruhi Su da, "Kız Çocuğu" şiirini besteledi, şarkılaştırdı, daha sonra Zülfü Livaneli de, "Kız Çocuğu" şiirini besteleyip şarkılaştırdı, Hiroşima'ya yönelik hassasiyet, bir çok Türkiyeli yazar, Şâir açısından doğaldı.
Amerika Birleşik Devletleri'nin, İkinci Dünya Savaşı sona ererken, Japonya'ya neden atom bombası attığını sormak da doğaldır! tarihçiler, siyasî bilimciler, askerlik bilimi'nda uzmanlaşanlar, hâlâ bu soruyu soruyorlar, sorarlar. bu alanda kitaplar yazmak, konferanslar hazırlamak da bir insanî bir ödevdir kuşkusuz.
ben, bir insan olarak, Japonya'ya ödevlerimi yaptığımı sanıyorum! tarihsel ızdırapların kuşattığı Japon yurttaşlarını çoğu kez yalnız bırakmadım, çocukluğumdan beri Japonya'yı, Japon Halkı'nı merak ederim, Japonya'nın Türkiye ile tarihsel alışverişlerini de biliyorum.
demek ki, bana göre, Hiroşima'da patlayan atom bombası ile, dünya'daki bir çok insan, Japonya'ya yönelik bir özel bir ödev sorumluluğu almak zorunda kalmışlardır. ben, Japonya Devleti'nin İkinci Dünya Savaşı öncesinde yürüttüğü politikaları kabûllenmeyen bir Tarihçi olarak, Japon Halkı'na bağlanmış bir insanım. tarih'te, özeleştiri, bir vak'adır. halklar da, milletler de özeleştiri yaparlar! Friedrich Engels'in yazdığı gibi, işçi sınıfı da, burjuva sınıfı da özeleştiri yapar, tarih'in ilerleyişi ya da tarihsel kusurların aşılması, ancak özeleştiri ile mümkündür.
Hiroşima'nın, Nagasaki'nin yaşadığı atom bombası felâketinin 65. Yılı'nda, Japon Halkı'nı saygı ile selâmlarım.
SİNAN ÖNER
Subscribe to:
Comments (Atom)
About Me
- Sinan Öner
- Mersin, Türkiye
- Historian, Poet, Translator, Novelist, Cinema Writer