Saturday, September 17, 2011

Türkiye, 1999-2002, Bir Rapor Denemesi (2)

Türkiye Ekonomisi, 1999 ile 2002 yılları arasında, "kriz"ler yaşadı, ciddî sorunlara muhatap kaldı. DSP-MHP-ANAP Koâlisyonu, esas olarak ekonomik konulara mesâi yapmıştı.
2 Ekonomi 1999-2002
Türkiye Ekonomisi, üretim ve tüketim açısından, 1999 ile 2002 arasında neler yaşamıştı? üretim deyince, tarımsal, endüstriyel, entelektüel üretim alanlarından bahsediyoruz. ticâret, ulaşım, eğitim, ev ekonomisi gibi ekonomik faâliyet alanlarını da incelemek gerekir.
"malî kriz"in 2000 yılında iyice yaygınlaştığını yazmıştım. "malî kriz", yalnızca "parasal kriz" değildir elbette. sosyal ekonomide bir "kriz" gözlenmekteydi, sanayi işletmeleri güç duruma düşmüşlerdi, bazıları da iflâs etmek zorunda kaldılar, tarımsal üretimde "kriz" vardı, köylüler ya da üreticiler "kriz"in nedenleri değil, muhatapları olarak yaşıyorlardı. tarımsal üretimin ekonomideki ağırlığına yönelik eleştiriler, "kriz" sırasında unutuldu. ticâret de, "kriz" yaşıyordu, ihracât ile ithalât dengesi bozulmuş, dış borçlanma artmış, iç ticâret de, bankaların iflâsı ile "kriz"in yayılmasının bir kanıtı olmuştur.
Başbakan Ecevit, Doktor Kemal Derviş, Devlet Bahçeli gibi ekonomiden anlayan siyasî liderler, IMF ile, Dünya Bankası ile, bazı "zengin" devletlerle ilişkilere yönelmişler, "kriz"in Türkiye Ekonomisi'ni tümüyle iflâs ettirmesine engel olmak için siyasî, diplomatik girişimler yapmışlardır.
Ecevit'e göre, "erken seçim" kararı yanlıştı, özellikle de ekonomi açısından. Ecevit, bir yıl daha bekleyip, ekonomik programın sonuçlarını almak gerektiğini çok söylemişti, ama, iknâ edemediği gibi, 2002 Seçimleri'nde DSP oyları % 1,2'ye kadar düşmüş idi. seçmenler, "kriz"in etkisi ile, siyasî tercihlerini de değiştirmişler, sosyal demokrat oylar CHP'ye yönelmiş, DSP "kriz"in nedeni olarak algılanıp Meclis dışında bırakılmıştı.
Ecevit, bunun doğal olduğunu da sonradan söyledi, aslında, seçmenlerin yeni tercihleri doğaldı, demokrasinin de özelliği bunda idi, hükümetler seçmenlere göre yanlış yaparsa -seçmenlerin aleyhine politikalar yürütürlerse-, seçmenler de tercihlerini değiştirirler.
Ecevit, 2002 Seçimleri'nde herşeyin değişmesini, esas olarak ekonomiye bağlamıştı, "ekonomik kriz"e, hatta Doktor Kemal Derviş'in önerdiği ve uygulattığı programa bağlamıştı. Ecevit'e göre, seçmenler, Ecevit'i Kemal Derviş'e desteği nedeniyle hükümetten düşürmüşlerdi.
siyaset ile ekonomi arasındaki etkileşimlerin bir örneğini, 1999 ile 2002 arasında, DSP-MHP-ANAP Koâlisyonu sırasında yaşadık, Doktor Kemal Derviş de, bu örneği şahsında yaşadı, siyasî konular ya da siyasî karakterler ile ekonomik konular veyâ ekonomi karakterleri arasında yaşanan bir tarih.
"borsa krizi" de, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı Tuncay Artun'un vefâtına neden olacak kadar ciddî bir "kriz" idi, İMKB'deki "reform"lara rağmen, depremlerin de etkisi ile yayılan "kriz"e İMKB de muhatap kaldı, "hisse senedi piyasası" ile "para piyasası" aynı anda ciddî sorunlar yaşadılar.
BDDK'nın kuruluşu, ya da Sermaye Piyasası Kurulu'nun harekete geçirilmesi veyâ Ekonomik ve Sosyal Konsey'in kurumsallaştırılması, "ekonomik kriz"e "subjektif müdâhale"ler yapmak isteyen Başbakan Ecevit'in ekonomi kavrayışını anlamak bakımından ilginç politikalardı. Ecevit, "ekonomik kriz"e siyaset açısından yanıtlar aramış, bazı durumlarda yanıtlarında başarılı da olmuştur.
ama, "ekonomik kriz", 2002'deki seçimlerde, oyları etkiledi, ve % 50'nin üstünde bir halk desteği ile hükümet olan DSP-MHP-ANAP oyları % 15'lere kadar düştü, üç siyasî parti de Meclis dışında kaldılar.
tarım, sanayi, ticâret alanlarında iflâslar yaşandığı gibi, eğitim, ulaştırma gibi alanlardaki "ekonomi" de zarar görmüş idi, Kemal Derviş, "reel sektörler"e yöneleceğini ilân ederken, sosyal ekonomiyi yürütenlere, üreticilere, yatırımcılara yaklaşmak istemiş, onlarla düşünce alışverişi içinde ekonomi politikaları geliştirmek ve uygulamak istemişti.
deprem bölgelerinde ise, bir onarım faâliyeti vardı, yeni yapıların inşa edilmesi vardı, DSP-MHP-ANAP Koâlisyonu, deprem bölgelerindeki inşa faâliyetlerine ağırlık vermişlerdi, dış krediler aldılar, deprem bölgelerindeki halkın yeniden bir ekonomi alanı yaratmasına yardımcı oldular; bir "deprem ekonomisi" de, 1999 ile 2002 yılları arasında geçen süreyi açıklayan bir deyimdir, özellikle deprem bölgelerinde "özel bir ekonomi" kurulmuş, şirketler, bankalar, devlet kurumları, "özel önlemler" almışlardı.
IMF ile yapılan anlaşmalar da, sürekli gündemde idi!
IMF Türkiye Temsilcisi Cottarelli, Türkiye'de uzun süreler "müfettişlik" yapmıştı. Dünya Bankası yöneticileri de, Türkiye'yi yalnız bırakmamışlardı, Ecevit'i sürekli ziyâret etmişlerdi.
Ecevit, ekonomi alanında son bir öneri olarak da "Köykent Projesi"ni önermişti, bazı köylerin kentsel üretim olanakları ile bir anlamda kentleşmesi için hükümet liderlik yapacaktı. Ecevit'e göre, köyler modernleşmeli, kentlere bağımlılıktan kurtulmalı, ama kentlerin olanaklarına sahip olmalıydılar. Ecevit'in getirdiği bu öneriyi gerçekleştirme yönünde, DSP-MHP-ANAP Koâlisyonu bazı somut adımlar atmıştı.
SİNAN ÖNER

No comments:

About Me

My photo
Mersin, Türkiye
Historian, Poet, Translator, Novelist, Cinema Writer