İtalyan Rönesansı Tarihi ile Kapitalizmin Tarihi arasındaki ilişkileri, farklı kaynaklardan okumuştum geçmişte, ama, son yıllarda yeni kaynak eserler yazılıyor bu alanda, yeni bilgiler üretiliyor, hem tarihçilerce, hem de edebiyat yazarlarınca.
meselâ, Yazar Profesör Umberto Eco'nun bu alanda yazdığı eserler, tüm dünyada ilgi yaratmış eserlerdir, Türkçe'ye de çevrilmişti Eco'nun eserleri.
İtalyan Rönesansı Tarihi ile ilgili sinema filmleri, belgesel filmler, müzecilik eserleri de az değildir. Da Vinci, Dante, Michelangelo, Petrarca gibi Rönesans Dönemi İtalyan sanatçıların eserleri tüm dünyada yayınlanıyor, haklarında biyografiler yazılıyor, üniversitelerde sempozyumlar toplanıyor.
İtalyan Rönesansı, bir yandan "şehir devletleri"nin yaygın olduğu, bir yandan da "burjuva sınıfı"nın yetiştiği bir alanda ve bir dönemde yaşanmıştı. "şehir devletleri"nde, "burjuva sınıf"ın öteki sosyal sınıflarla koâlisyon yaparak yönettiği şehir meclisleri vardı. "toprak sahipleri sınıfı" ile "burjuva sınıf"ın anlaştığı, ama, "köylüler" ile "işçi sınıfı"nın da yönetime katıldıkları bir dönemdi, İtalyan Rönesansı Dönemi. "rahipler sınıfı" da, "şehir devletleri"ndeki "demokrasi"yi ya da "burjuva özgürlükler"i desteklemişlerdi çoğunlukla.
İtalyan Rönesansı sırasında, savaşlara bir süre ara verilmişti, sanat, bilim, spor, "maddî üretim", zanaat, tarım, siyaset gibi alanlarda üretim yaygınlaşmıştı, halk, birbiri ile savaşmadan yaşamak yolunu seçmişti.
İtalyan Rönesansı ile İtalyan Kapitalizmi arasındaki ilişkileri anlamadan modern dünya kapitalizmini de anlamak güçtür, Sanayi Devrimi'ne, 18. ve 19. Yüzyıl'ın siyasî devrimlerine kadar giden süreçte, en önemli dönemlerden biri, İtalyan Rönesansı Dönemi idi ki, kapitalizm de ilk kez İtalyan "şehir devletleri"nde uygulanıyor, yayılıyor, kapitalizmin kurumları oluşturuluyordu. meselâ, bankalar, bankerler, borsalar, fabrikalaşma yolundaki manüfaktürler, İtalyan Rönesansı Dönemi'nde yaygınlaşmıştı, 13., 14. ve 15. Yüzyıl'larda.
Da Vinci, Michelangelo gibi ressamlar, heykeltraşlar, mimarlar, mühendisler, İtalyan "şehir devletleri"nin çevresel özelliklerini değiştirmişlerdi bu dönemde. "kilise" de, ressamların, heykeltraşların, mimarların, mühendislerin eserlerine muhtaç idi. Dante, Petrarca gibi yazarlar, şairler de, İtalyan "şehir devletleri"nin halklarının zihinlerini eğitici eserler yaratmışlardı, İtalyanca, Latince, Eski Yunanca gibi dillerde eserler yazarak dillerin de geliştirilmesine liderlik yapıyorlardı. Dante, "İlâhi Komedya" ile dünya edebiyatının doruklarında idi, yüzyıllar sonra, hâlâ Dante'nin eserleri ile yaşıyor insanlık.
bir yandan da, eğitim kurumları oluşturuluyordu, İtalyan Rönesansı Dönemi'nde, okullarda sanat, bilim, felsefe, din, ekonomi gibi alanlarda eğitici faaliyetler yapıyorlardı.
İtalyan Rönesansı'nın bir özelliği de, eski edebiyatların, eski felsefelerin canlandırılması idi, Eski Roma ve Eski Yunan eserleri yeniden yayınlanıyor, yeniden yorumlanıyor idi. Platon, Aristoteles, Epikuros, Herakleitos, Plotinos, Herodotos, Homeros, Tacitus, Terentius, Lukianos, Laertius, Sophokles, Aristophanes, Horatius gibi eski filozofların eserleri, İtalyan Rönesansı sırasında yeniden yayınlanıp okunmuşlardı.
İtalyan Rönesansı eserleri tüm dünyaya yayılmıştı bir süre sonra. kapitalizm de, İtalyan "şehir devletleri" ile kalmadı, tüm Avrupa'ya yayıldı, önce Hollanda, Danimarka, İspanya, sonra da İngiltere, Fransa, Portekiz, Macaristan, Avusturya gibi ülkelere yayıldı, "feodalizm" ile "kapitalizm" arasında, yüzyıllar süren bir rekâbet, bir savaş yaşandı. "kilise" de, "toprak sahibi feodal sınıflar" ile "kapitalist burjuva sınıflar" arasındaki rekâbette yer almıştı.
İtalyan Rönesansı Tarihi ile ilgili kaynakları araştırmak, okumak, Türkiye'nin kültür tarihini ve Türkiye Kapitalizmi'nin tarihini anlamak için de zorunlu bir ödevdir. İtalya'dan Osmanlı ülkesine gelen Galatalılar, Venedikliler ve Cenevizliler, Osmanlı Kapitalizmi'ne, Osmanlı "şehir ekonomileri"ne "sponsorluk" yapmışlardı. İstanbul'un banker kapitalist Galatalılar'ı, Cenevizlileri, Osmanlı Kapitalizmi'nin ilk büyük malî faaliyetlerinde yer almışlardı.
manevî kültür, sanat ve bilim ile ekonomi, ticâret ve maliye arasındaki ilişkileri anlamak için de, İtalyan Rönesans Tarihi ile İtalyan Kapitalizmi Tarihi'ni Osmanlı Kapitalizmi Tarihi ile karşılaştırmak gerekir. bir yanda, "şehir devletleri"nden oluşmuş bir İtalya, bir yanda, "çok milletli", "şehir ekonomileri"ne ve "şehir kültürü"ne bağlı bir Osmanlı ülkesi.
Fatih Sultan Mehmet, bu bağı daha 15. Yüzyıl'da anlamış, İtalya'dan konuklar ağırlamış, İtalyanca çalışmış, Osmanlılar ile İtalyanlar'ı birbirine yaklaştırmak için çaba harcamıştı.
ama, İtalyan Kapitalizmi, çok erken yüzyıllarda gelişirken, Türkiye Kapitalizmi -öncesinde Osmanlı Kapitalizmi- çok geç yüzyıllarda gelişmişti.
İtalyan Rönesansı'nın, insanı, yalnız bir üretim gücü, bir piyasa müşterisi ya da bir memûr olarak değil, farklı yetenekleri ile, sanatsal, estetik, bilimsel, dinsel, felsefî yetenekleri kavramış olması, dünyanın geleceğinde de etkileyici bir tarihsel kalıt olarak fark edilecek. dünyayı yok olmaktan ya da sefâletten kurtaran bir kalıt da, İtalyan Rönesansı'dır.
SİNAN ÖNER
meselâ, Yazar Profesör Umberto Eco'nun bu alanda yazdığı eserler, tüm dünyada ilgi yaratmış eserlerdir, Türkçe'ye de çevrilmişti Eco'nun eserleri.
İtalyan Rönesansı Tarihi ile ilgili sinema filmleri, belgesel filmler, müzecilik eserleri de az değildir. Da Vinci, Dante, Michelangelo, Petrarca gibi Rönesans Dönemi İtalyan sanatçıların eserleri tüm dünyada yayınlanıyor, haklarında biyografiler yazılıyor, üniversitelerde sempozyumlar toplanıyor.
İtalyan Rönesansı, bir yandan "şehir devletleri"nin yaygın olduğu, bir yandan da "burjuva sınıfı"nın yetiştiği bir alanda ve bir dönemde yaşanmıştı. "şehir devletleri"nde, "burjuva sınıf"ın öteki sosyal sınıflarla koâlisyon yaparak yönettiği şehir meclisleri vardı. "toprak sahipleri sınıfı" ile "burjuva sınıf"ın anlaştığı, ama, "köylüler" ile "işçi sınıfı"nın da yönetime katıldıkları bir dönemdi, İtalyan Rönesansı Dönemi. "rahipler sınıfı" da, "şehir devletleri"ndeki "demokrasi"yi ya da "burjuva özgürlükler"i desteklemişlerdi çoğunlukla.
İtalyan Rönesansı sırasında, savaşlara bir süre ara verilmişti, sanat, bilim, spor, "maddî üretim", zanaat, tarım, siyaset gibi alanlarda üretim yaygınlaşmıştı, halk, birbiri ile savaşmadan yaşamak yolunu seçmişti.
İtalyan Rönesansı ile İtalyan Kapitalizmi arasındaki ilişkileri anlamadan modern dünya kapitalizmini de anlamak güçtür, Sanayi Devrimi'ne, 18. ve 19. Yüzyıl'ın siyasî devrimlerine kadar giden süreçte, en önemli dönemlerden biri, İtalyan Rönesansı Dönemi idi ki, kapitalizm de ilk kez İtalyan "şehir devletleri"nde uygulanıyor, yayılıyor, kapitalizmin kurumları oluşturuluyordu. meselâ, bankalar, bankerler, borsalar, fabrikalaşma yolundaki manüfaktürler, İtalyan Rönesansı Dönemi'nde yaygınlaşmıştı, 13., 14. ve 15. Yüzyıl'larda.
Da Vinci, Michelangelo gibi ressamlar, heykeltraşlar, mimarlar, mühendisler, İtalyan "şehir devletleri"nin çevresel özelliklerini değiştirmişlerdi bu dönemde. "kilise" de, ressamların, heykeltraşların, mimarların, mühendislerin eserlerine muhtaç idi. Dante, Petrarca gibi yazarlar, şairler de, İtalyan "şehir devletleri"nin halklarının zihinlerini eğitici eserler yaratmışlardı, İtalyanca, Latince, Eski Yunanca gibi dillerde eserler yazarak dillerin de geliştirilmesine liderlik yapıyorlardı. Dante, "İlâhi Komedya" ile dünya edebiyatının doruklarında idi, yüzyıllar sonra, hâlâ Dante'nin eserleri ile yaşıyor insanlık.
bir yandan da, eğitim kurumları oluşturuluyordu, İtalyan Rönesansı Dönemi'nde, okullarda sanat, bilim, felsefe, din, ekonomi gibi alanlarda eğitici faaliyetler yapıyorlardı.
İtalyan Rönesansı'nın bir özelliği de, eski edebiyatların, eski felsefelerin canlandırılması idi, Eski Roma ve Eski Yunan eserleri yeniden yayınlanıyor, yeniden yorumlanıyor idi. Platon, Aristoteles, Epikuros, Herakleitos, Plotinos, Herodotos, Homeros, Tacitus, Terentius, Lukianos, Laertius, Sophokles, Aristophanes, Horatius gibi eski filozofların eserleri, İtalyan Rönesansı sırasında yeniden yayınlanıp okunmuşlardı.
İtalyan Rönesansı eserleri tüm dünyaya yayılmıştı bir süre sonra. kapitalizm de, İtalyan "şehir devletleri" ile kalmadı, tüm Avrupa'ya yayıldı, önce Hollanda, Danimarka, İspanya, sonra da İngiltere, Fransa, Portekiz, Macaristan, Avusturya gibi ülkelere yayıldı, "feodalizm" ile "kapitalizm" arasında, yüzyıllar süren bir rekâbet, bir savaş yaşandı. "kilise" de, "toprak sahibi feodal sınıflar" ile "kapitalist burjuva sınıflar" arasındaki rekâbette yer almıştı.
İtalyan Rönesansı Tarihi ile ilgili kaynakları araştırmak, okumak, Türkiye'nin kültür tarihini ve Türkiye Kapitalizmi'nin tarihini anlamak için de zorunlu bir ödevdir. İtalya'dan Osmanlı ülkesine gelen Galatalılar, Venedikliler ve Cenevizliler, Osmanlı Kapitalizmi'ne, Osmanlı "şehir ekonomileri"ne "sponsorluk" yapmışlardı. İstanbul'un banker kapitalist Galatalılar'ı, Cenevizlileri, Osmanlı Kapitalizmi'nin ilk büyük malî faaliyetlerinde yer almışlardı.
manevî kültür, sanat ve bilim ile ekonomi, ticâret ve maliye arasındaki ilişkileri anlamak için de, İtalyan Rönesans Tarihi ile İtalyan Kapitalizmi Tarihi'ni Osmanlı Kapitalizmi Tarihi ile karşılaştırmak gerekir. bir yanda, "şehir devletleri"nden oluşmuş bir İtalya, bir yanda, "çok milletli", "şehir ekonomileri"ne ve "şehir kültürü"ne bağlı bir Osmanlı ülkesi.
Fatih Sultan Mehmet, bu bağı daha 15. Yüzyıl'da anlamış, İtalya'dan konuklar ağırlamış, İtalyanca çalışmış, Osmanlılar ile İtalyanlar'ı birbirine yaklaştırmak için çaba harcamıştı.
ama, İtalyan Kapitalizmi, çok erken yüzyıllarda gelişirken, Türkiye Kapitalizmi -öncesinde Osmanlı Kapitalizmi- çok geç yüzyıllarda gelişmişti.
İtalyan Rönesansı'nın, insanı, yalnız bir üretim gücü, bir piyasa müşterisi ya da bir memûr olarak değil, farklı yetenekleri ile, sanatsal, estetik, bilimsel, dinsel, felsefî yetenekleri kavramış olması, dünyanın geleceğinde de etkileyici bir tarihsel kalıt olarak fark edilecek. dünyayı yok olmaktan ya da sefâletten kurtaran bir kalıt da, İtalyan Rönesansı'dır.
SİNAN ÖNER